İlişkiler Bittiği Zaman

İlişkiler Bittiği Zaman

Kişisel ilişkilere olan genel ilgi göz önüne alınırsa, elbette yakın ilişkilerin neden tehlikede olduğunu bilmek isteyeceğimizi düşüneceksiniz. Bir noktaya kadar bunu biliriz. İçimizde yığınla insan, aşk, dostluk ve evlilik üzerine popüler psikoloji kitaplarına para yatırmakta, kendi kişisel sorunlarımızı bir birimizle tartışmakta, bazılarımızda profesyonel danışmanlığa ihtiyaç duymakta. Bütün bunlar ilişkiler üzerine düşündüğümüz ve kafa yorduğumuzun göstergesidir. Ancak ne yazık ki kendimiz ve ilişkilerimiz hakkındaki inançlarımız ve kafamızdaki semboller peri masalları, televizyon kültürü ve pembe dizilerden oluşmuş kötü bir karışımdan ibaret. Bütün bunlar ne tam olarak ulaşılabilir ne de arzu edilebilir beklentiler yaratırlar. Bütün bunların etkisinden ancak kişileri ve kişisel ilişkileri daha iyi kavrayarak kaçabiliriz.

Uzun süreli ilişkiler gevşediğinde ya da bittiğinde, insanlar genellikle “Ne oldu?” diye sorar. Bu durumu soruşturmamızın, didiklememizin nedenleri neler olabilir? Bitmek üzere olan ilişkiyi tamir etme çabası mı, benzer bir sorunla karşılaşmamak için sorun saptama çabası mı yoksa orta da dönüp duran katmerlenmiş dedikodulara katılma isteğimiz mi?

En büyük yanılgımız kişisel ilişkilerimizi özellikle aile ve evlilik ilişkimizi günlük yaşamımızda kullandığımız dayanıklı nesnelere benzetip dışarıdan bir etki olmadığı sürece bozulup dağılmayacağını düşünmemizdir. İnsan ilişkilerini statik olarak algılar ve düşünürüz. İnsan ilişkilerini özellikle de aile ve evlilik ilişkilerini statik olarak düşündüğümüzün en güzel kanıtı kullandığımız dil ve davranışlarımızdır. Bir ilişki bittiği zaman “İlişkiye ne oldu?” diye sorar kısmen de olsa bazı etkenlerin araya girerek ilişkiye zarar verdiğini düşünürüz. Çoğumuz araya başka şeyler hastalık, ekonomik sorunlar, cinsel sorunlar, sadakatsizlik, ailevi sorunlar vb. girdiğinde, ilişkimizin çözüleceğini düşünme eğilimindeyiz. Kısaca ilişkilerimizin bitme nedeni olarak sürekli dış etmenler arama eğilimindeyizdir. Bir ilişki bittiğinde hem ilişki içinde yer alanlar hem de dışarıdan gözlemleyenler ilişkinin bitmesine neden olan bir sorun arama eğilimindedirler neden bittiğinin cevabını ararlar. Ama varmaları gereken sonuca en iyi ve sade açıklamaya varamazlar: İlişki bitmiştir çünkü iki insan artık birbiriyle ilişkili değildir.

Dinamik sistemler, doğaları gereği sürekli enerji almadıkları sürece işleyemezler.  Bir bebek travmatik bir hasardan ya da yetersiz beslenmeden dolayı ölebilir. Ağaçlar yıldırım isabet etmesi sonucu ya da kuraklık sonucu ölebilir. Bir radyo ve ya televizyon yeterince sinyal alamıyorsa çalışmaya bilir. Kişisel ilişkilerde böyledir. Dış güçlere rağmen direnen dayanıklı şeyler değillerdir. Daha çok onların ayakta kalmasını sağlayacak bir şeyler yapıldığında, iki tarafta sürekli anlamlı bir biçimde birbirleriyle ilişki içinde olduğunda ömürleri uzatılabilir.

İlişkileri dinamik birer faaliyet olmaktan çok, dayanıklı nesneler olarak algılamak bir takım sorunlara yol açar. Yıpratıcı güçlere karşı kalkan oluşturarak dayanıklı nesneleri onlardan korumaya çalışırız: Evlerimizin çevresine parmaklıklar dikeriz; kapılarımızı kilitleriz.. Aynı şekilde, hasara yol açıcı dış etkilerden koruyarak, ilişkimizi ayakta tutabileceğimize inanırız. Eşlerimizi karşı cinsin çekici üyelerinden uzak tutarız; kendimizi maddi yıkımdan koruruz. Ama ilişki kurmayı unutabiliriz.

Psikolog Hasan Ali GöncüPsikolog Hasan Ali Göncü

Yorumlar

Kayıtlı yorum bulunmamaktadır.
İlk yorum yazan siz olun.