Ödülün insan psikolojisi üzerinde birçok olumsuz etkisi vardır. Bunlardan ilki ödülün öğretilmek istenen davranışın edinilmesine engel olmasıdır. Edinme kalıcı öğrenmedir, iç motivasyon ile gerçekleşir. Kalıcı öğrenmenin en temel şartı olan “iç motivasyon” olmadan insan, öğrendiği bilgiyi uzun süre belleğinde saklayamaz, unutur. Ödül ise bir dış motivasyondur. Bir davranışın belli bir ödülü kazanmak için yapılıyor oluşu, ödül ortadan kalktığında davranışın da ortadan kalkmasına neden olur. Devamı için tıklayın.
Ayrıca bu grupların "mesai saati" falan da yok. Gece gündüz, zamanlı zamansız yazılıyor her şey. Eski mesajları okumadan soru soranlar, yazılanların aynısı tekrar yazanlar, mesajları okumadığı için görevini aksatanlar cabası. Hasılı işler hem öğretmenler hem de okul yönetimleri için iyiye gitmiyor. Okul yönetimi kendi işine zaman ayıracağına bu gruplardaki dedikodulara cevap vermek zorunda kalıyor. Devamı için tıklayın.
Peki nedir bu iki testi ayıran? Gerçekten aralarında pek bir fark yok mu? Ve neden WISC-4‘ü uygulayan bu kadar az merkez var? Çocuğunuza uygulanacak olan bu test hakkında ne kadar bilgilisiniz? Devamı için tıklayın.
Nasıl bir ailede dünyaya geldiğiniz ve nasıl bir mahallede doğduğunuz geleceğinizin şekillenmesi konusunda önemli anahtarları içeriyor. Devamı için tıklayın.
Anladığımız kadarı ile dedikodu bünyenin ihtiyacı. Bir araya gelindi mi "dedikodu saati" kendiliğinden oluşuveriyor. Önünü alamıyoruz. Yakın çevreden başlayıp çemberi genişlete genişlete devam ediyoruz. En son noktada ya süre doluyor ya da akşamsa uyuya kalıyoruz. Devamı için tıklayın.
Mızmızlanmadan yemek yemeyi öğrensen iyi edersin, anaokulunda her şey değişecek. Orada senden önüne geleni belli bir zaman içinde bitirmeni isteyecek olan öğretmenlerin olacak, mızmızlıklarına orada yer olmayacak. Okul başlayınca göreceksin, bir sürü sorumlulukların olacak. Yan gelip yatmaların son bulacak. Devamı için tıklayın.
Özellikle çalışmayan anneler çocuklarının sesine karşı tahammülsüz olabiliyorlar. Sabahtan akşama kadar farklı tonlarda “annneee” sesini duya duya bir hal oluyorlar. Devamı için tıklayın.
Eğer çiftlerin onları neyin bir araya getirdiği, kırgınlık ve hayal kırıklığına rağmen onları nelerin bir arada tutuğuna ilişkin görüşlerini umursamazsak çiftlere yönelik etkin terapiler geliştirmeyi nasıl umut edebiliriz ki? Devamı için tıklayın.
Televizyon reklamları da çok izlenen programların geçim kaynağı. Bir dizi ya da yarışma programı ne kadar çok rağbet görüyorsa reklamı da o kadar uzun ve bol oluyor. “Acun Medya” bu konuda ülkenin piri sayılabilir. Günlerce aç kalmış bir grup insana “domates ekmek var yer misiniz?” diye sorsanız “ooo harikaaa” diye bağırmaları büyük ihtimal. Acun bu açlığı verimli bir reklam aracına çevirmiş. Devamı için tıklayın.
Bu sessizlik ve sıcağın içinde köyde tek başına dolaşan biri gözünüze çarpabilir. Üstü başı dağınık, toz ve çamur içinde kendi kendine konuşan bir adam. Ürkme ihtimaliniz yüksek. Devamı için tıklayın.