Milyonlarca Yıldır Gülüyoruz

Milyonlarca Yıldır Gülüyoruz

İnsan neye güler ve neden güler? Gülmemizi sağlayan mekanizma nasıl işler? İnsan davranışları ile ilgili en gizemli başlıklardan biri budur. Gülme eylemi kendiliğinden olan duygu boşalımı şeklinde öznel ve psikolojik bir dışa vurumdur. Gülme eylemi ile alakalı birçok filozof teori geliştirmiştir ve bu eylemi tanımlamak üzere görüşler üretmişlerdir. Bunun yanında antropologlar tarafından gülmenin eski çağlarda ne gibi anlamlar taşıdığı ile alakalı çeşitli araştırmalar da yapılmıştır.

Gülmenin Tarihçesi

Gülmek, insanın doğasında var olan bir tepki türüdür. Gülmenin neden var olduğu ile alakalı birçok araştırma yapılmıştır fakat nedeni ile alakalı net bir sonuç elde edilememiştir.

İnsan gülüşünün evrimsel kökenleri 10 ila 16 milyon yıl kadar eskiye götürülmektedir. Gülmek, daha yüksek ağrı toleransı ve sosyal statü sinyali ile bağlantılı olsa da, temel işlevi sosyal bağları oluşturmak ve derinleştirmek gibi görünmektedir.

Yaşamın ilk aylarından itibaren hayatımızda var olan gülme, yaşamımızın son dakikasına kadar hayatımızda kalır. 1-2 aylık bebeklerin gülüme eylemleri ile ilgili araştırmalar da devam etmektedir.

Peki bu bebekler neye gülüyorlar? Dr. Gettleman’a göre gülmek aslında rahimde başlayan bir eylemdir fakat bu bilinçli yapılan bir eylem değildir. Normal kol, bacak veya vücut hareketi gibi oluşan fiziksel bir aktivitedir.

Bebekler yaklaşık 3. aylarından sonra çevrelerini algılamaya başlarlar ve çevresinde oluşan durumlara karşı, kendilerini gösterebilmek adına gülerler.

İsterseniz gelin birlikte tarih boyunca filozofların gülme ile ilgili olan teorilerine yakından göz atalım...

1.      Üstünlük Teorisi

Bu teoriye göre, bir insanın diğer insanlarda gördüğü kusur veya oluşan dezavantajlı duruma karşı gülme eylemi oluşturuğu iddia edilmektedir. Bu teroide gülmenin kökeninde bireyin kendini üstün görme eyilimi olduğu öne sürülmektedir.  

Mesela yaz mevsiminde mont giyen bir insan gördüğümüzde ona güleriz. Ya da televizyon programında hata yapan bir insana karşın güleriz. Bunlar üstünlük hissini pekiştirir. Gülmek her zaman mutluluktan dolayı meydana gelen bir tepki değildir.

Gülmek evrensel bir durum olsa da bazen gülmeye neden olan sosyal gaflar farklılık gösterebilir. Bizim normal karşıladığımız bir durum başka bir ülkede farklı karşılanabilir. Sosyal gafların ardından gelen gülme aynı zamanda bir cezalandırmadır. 

2.      Uygunsuzluk Teorisi

Thomas Veatceh'in öne sürdüğü mizah teorisine göre; bir şeyin mizahi olarak algılanabilmesi için aşağıdaki üç öğenin olması gerekmektedir. (Gülmenin Tarihi, Hilmi Özden)

1- Yanlış: Bir şeylerin yanlış olduğuna dair algı vardır. Bir olay olması gerektirdiğinin dışındadır.

2- Normal: Olayın gerçekte normal olduğu ve işlerin yolunda olduğuna dair bir algı vardır.

3- Eş zamanlılık: Yanlış ve normal aynı anda var olursa, kişinin kafasında aynı anda ortaya çıkarsa, bir uygunsuzluk bir başka uygunsuzlukla neticelenir, mizah oluşur ve gülme ortaya çıkar.

3.      Rahatlama Teorisi

Gülmenin temellerinden birini oluşturan bir teoridir ve günlük hayatta birçok insan rahatlamak için gülmektedir.

Bu teori Freud tarafından ortaya atılmıştır.  Freud'a göre beynimizdeki bazı güçlü sansürcüler, bizi yasak düşüncelerden uzak tutmak için bilinçdışı bariyerler oluştururlar. Bu görüşe bakıldığı zaman aslında gülünç olan durumlar, yasak düşünce ve duygularımızla ilgili baskıları ortadan kaldırır. Aslında gülmek bir sinir boşalmasıdır.

Duygusal olduğumuz dönemlerde hüzne boğulduğumuz anlarda bir anda kahkaha atabiliriz. Aslında bu durum o anda ki duygu yoğunluğumuzu boşaltmaktır. Freud mizahı, içsel sansürcümüzü atlattığımız bir yol olarak görmüştür. Sinirsel bir boşalma yaşamak istediğimiz anlarda gülmemizin sebebi bundan kaynaklanmaktadır.

Bu teorilerin dışında, sebepsiz yere gülmek bazen bir hastalığın habercisi olabilir. İnsanlar yaşadığı duygusal bunalımı dışarıya yansıtmamak için sürekli gülmeye çalışabilirler. Bu durum o kişinin depresyona girmesine sebep olabilir.

Günümüzde “gülme hastalığı” olarak bilinen bir hastalıkta vardır. Tıp dilinde “Psödobulbar etkisi” olarak adlandırılan gülme hastalığı, kişinin istemsiz şekilde gülmesidir. Bu durum duygusal bozukluktan meydana gelmektedir ve beyinde oluşan çeşitli hastalıklar sebebiyle ortaya çıkmaktadır.

Gülmenin psikolojide yerine baktığımız zaman ise; gülmek bir insanı psikolojik olarak rahatlatmaktadır. Aynı zamanda gülmek, diğer insanlarla iletişimi sağlayan, onlara duyguyu aktaran, sosyalleşmeyi sağlayan bir edim haline de dönüşür. Fakat gülmenin sadece olumlu etkileri var demek çokta doğru değildir. Gülmek, üstünlük taslama, aşağılama, dışlama veya küçümseme için de kullanılabilen bir tepkidir. O yüzden eski çağlarda gülmenin anlamı genel olarak olumsuzluk anlamı taşımaktadır. Gülmek, tüm duygusal deneyimlerin en bulaşıcısı olabilir. Gülmek, insanın ayırt edici özelliklerinden biri olmasına rağmen, arkasındaki mekanizmalar hakkında çok az şey bilinmektedir.

Gülmek, neşeyi iletmekle sınırlı değildir. 

Utanç ve diğer sosyal rahatsızlıklar tarafından tetiklenebilir. Gülmenin bulaşıcı etkisi insanın psikolojisine olumlu yönde etki ettiği gözlemlenmiştir. Yapılan bir araştırmada insanlara tanıdıkları ve tanımadıkları insanların gülüşleri gösteriliyor ve insanların tanıdıkları kişilerin gülmesini gördüğünde güldükleri saptanıyor. Araştırıldığında ise insanların, samimi gülümsemeleri ve yapmacık gülümsemeleri birbirinden ayırdıkları ve samimi gülücüklere karşın istemsiz bir tebessüm oluşturdukları gözlemlenmiştir. Aslında bu durum günlük hayatımızda da oldukça karşımıza çıkan bir durumdur. Yeni tanıştığımız insanlar ile iletişim kurarken, o insanlarda hissettiğimiz o samimiyetsiz gülüşlerin farkına varır ve o insandan uzaklaşmaya başlarız.

Aynı zamanda gülmenin insan vücuduna da faydası vardır.

Gülmek,endorfinleri, narkotiklere benzer bir etkiye sahip iyi hissettiren nörotransmiterleri serbest bırakır. Gülmenin bulaşıcı olmasının nedenlerinden bir tanesi de endorfinlerdir. Ayrıca gülmenin; kan akışını artırmak, zihinsel ve fiziksel dayanıklılığı geliştirmek gibi vücuda karşı birçok yararı vardır.

Görüldüğü üzere yüz yıllardır bir sebeple gülmeye devam ediyoruz. Gülme eyleminin ardındaki sır perdesi tam olarak aralanana kadar çalışmaları gülümseyerek izlemeye devam edeceğiz. J

O zamana dek gülücüklerle kalın...

KAYNAKÇA

Kaynak-1

Kaynak-2

Kaynak-3

Zeynep ÖzçelikZeynep Özçelik

Yorumlar

Kayıtlı yorum bulunmamaktadır.
İlk yorum yazan siz olun.